24 Nisan 2015 Cuma

23 NİSAN ÇOCUK BAYRAMI - (ve büyükler için )



23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı :) 




 Adı gibi felsefesi de ne güzel bir bayram.  Canım Atam yine bir ilk ve özel bir  bayram hediye etmiş bizlere. Tüm dünya çocuklarına. 

her geçen yıl coşkusu giderek azalsa da , etkisi çocuklardan çok büyüklere olsa da ( çünkü çocukken yaşadıkları coşkulu bayramları anımsıyorlar ve hüzünleniyorlar(!)   (bugün tüm facebook kendi çocuk fotoğraflarını paylaşan büyüklerle doluydu. (mey dahil - ama o arasıra yapar bunu) bayram yine de bayram. 
bayraklarımızı rahatlıkla asabiliyor ve elimizde taşıyabiliyoruz mesela. :) 

bugün gitmek zorunda kaldığım büyük avm de çocuklarına birazda olsa  zaman ayıran aileler gördüm mesela. ehh bu bile mutluluk sebebi.  yine de nasıl davranacağını bilemeyen bir garip ailelerdi gördüğüm.  aklıma benim yaşadığım  23 nisan çocuk bayramları geldi sonra. ( ben de böyle hikayeler anlatacakmıydım ... ahhh be ) 
okul bahçesinde toplaşırdık. aylarca hazırlandığımız son gösterilerin artık gösterilme anı gelip çatardı. nasıl büyük bir heyecan. boncuk gibi dizilirdik, dümdüz olmaya çalışıp. saygımız çok büyüktü hem bayrağa, hem törene hem öğretmene... 
güzel şiirler okurduk, marşlarda uygun adım yürümeye uğraşır, büyük bir ciddiyetle taşırdık bayrağımızı. 
güzeldi... çok güzeldi.. 

gelelim günümüze. bayram derken çocuklara , tüm dünya çocuklarına içim hiç coşkulu değil. yüzümde buruk  hüzünlü bi ifade. daha dün konuştuğum arkadaşımın anlattıkları üstüne pek bi bayram hali yok dünyada çocuklara. 
sevginin dili - rengi aynı
mesela daha bugün gördüm  boyundan büyük derme çatma bir el arabasına çöp toplayan çocuğun kaldırıma çıkamayışını, daha dün duydum afganistanda çocukların yaşadığı savaş travmalarını, daha çok yeni güneydoğuda gördüğüm çocukların gözlerindeki izler, daha çok yeni o tüm dünyada katledilen çocuklar. sadece cinayete değil, psikolojik işkencelere de. ya çocuk işçiler? hiç mi görmedik? sizler de  her gün görüyorsunuz işte. şimdi hafızalarınızı yoklayın ey büyükler. çok meşgul ve hep meşgul olan büyükler. 
sizce neyi duymak istemiyor çocuklar?


bi hatırlayın bakalım en son gördüğünüz çocuğun yüzünü. sonra aynaya bi bakın görüyor musunuz oradaki çocuğu? kalmış mı hiç bi iz geriye? umarım vardır az da olsa bir iz. 
bulursanız eğer nazikçe yaklaşın ona. elinizi uzatın ve güven verin. yaklaşırsa size sıkıca sarılın, özürler dileyin, sevdiğinizi fısıldayın . 
hayır hayır  haykırın hatta. 
sonra bırakmayın , gitmesine izin vermeyin.  
çünkü çocukluğunu unutmuş büyükler oldukça , bayram olmayacak dünya çocuklarına.



işte belki de bu yüzden yarın bi kitapevine gidip, şu günlerde pek de popüler olup en çok satanlar
raflarına da giren , antonie s. exupery imzalı bi küçük kitap almalı ve XXI. bölümden başlamalısınız belki de.
"küçük prens"
 evet , tam da o bölümden / neredeyse sonuna yakın yerinden kitabın. :) 
vaktiniz  var mı kendi çocukluğunuzla buluşmaya .....? bilemem....



"iyi bayramlar tüm dünya çocukları , iyi bayramlar çocukluğum" dedi  MEY 


tatlı Cecilia - çocuklar gülmeli










8 Nisan 2015 Çarşamba

"KÜÇÜK PRENS TENİMDE " projemin güzel hikayeleri


küçük prensiM



"küçük prens tenimde" proje çekimlerinden bir backstage
 Uzun süredir bloğuma yazı yazamıyordum yoğunluktan. Ancak bu sabah öyle güzel bir mail ulaştı ki yayınlamasam küçük prensim çok kızacaktı. Okurken mey - küçük prens ve tilkiM çok duygulandık , hatta ağladık bile.. 
"küçük prens tenimde"  fotoğraf projemin en güzel yanı  işte bu güzel hikayeleri.  Sizlerle bir tanesini aşağıda paylaşıyorum. 




* Merhaba, ben de projeye katılmayı gerçekten isterim küçük prensin benim hayatımda yeri bambaşka çünkü. Hikayenizi anlatın demişsiniz. Tam olarak nasıl anlatacağımı bilemedim. Küçük prensle tanışma hikayemi mi? 

Kusura bakmayın hemen yazamadım. Gaziantepte bir köyde öğretmenim ben. Bu aralar öğrenciler yüzünden biraz yoğundum geri dönmeyi unuttum. Siz istanbuldasınız sanırım. Ben istanbula geliyorum arada. Hikayemi de okuldan hemen gelince yazacağım size şu an okula gitmem lazım ve köy olduğu için okulda telefonum çekmiyor. Saat 1 den sonra yazacağım size kusura bakmayın tekrardan, görüşmek üzere ...

* Tekrardan merhaba :)

Öğrencilerime yarın ilettiğiniz selamınızı söyleyeceğim :) 
Ben hemen hikayeme başlayayım o zaman. Köy okulunu yazmamın ve Küçük Prensle tanışmamın temeli aynı yere çıkıyor aslında. Ben Mersinliyim ve Mersin Üniversitesinde okudum. Üniversite hayatımın en güzel tesadüfü bir vakıfla tanışmak oldu. Okula başladığım yıl içine girdim ve hala çıkmadım :) Aslında bahsetmemin bir sakıncası yok.  ....Vakfı var pek duyulmamış bir vakıf çünkü sosyal medyada paylaşım yok. 1. sınıftayken BU VAKIF ile beraber Türkiye'nin birçok yerindeki yatılı okullara gitmeye başladım. Çocuklara bilimi sevdirmeye yönelik etkinlikler yaptık, kütüphane kurduk, kitap sevgisi aşıladık, onlarla oyunlar oynadık ve onların yatakhanelerinde kaldık. Onlara akşam masallar okuduk. Ailelerinden uzakta geçirdikleri okul zamanında onlara sevgimizi ve ilgimizi verdik. Köy çocuklarının ne kadar masum olduğunu ben 4 yıl boyunca gittiğim projelerde gördüm. Bir Karadeniz projesi zamanında da Küçük Prensle tanıştım. Gittiğimiz okulların kütüphanelerine götürdüğümüz kitaplardan birisi de oydu. Boş bir etkinliğim sırasında masanın üzerinde Küçük Prensi gördüm. "Bu kitap ne güzel ya, ne bu?" dedim arkadaşlara. Üstelik sadece dışına bakarak güzel olduğunu anlamıştım :) 
hala kitabı okumayan var mı ki? dedi MEY
Arkadaşarım bana "Okumamış olamazsın dimi? dediler. Okumadığımı söyledim. Çok merak ettim kitabı. Onlar da küçükken okumuşlar ama anlamamışlar. Orda direk okumaya başladım ve daha en başında kitaba aşık oldum. Tabi ki ben bitiremeden zil çaldı ve etkinliğe gitmek zorunda kaldım. Geri döndüğümde kitap yoktu. Devam edebilmek için aradım ama bulamadım. Daha sonra Mersin'e döndüğüm zaman o kitabı aldım ve hepsini okudum. Bir öğrenci için bir kitaba 17 TL vermek zordur bilirsiniz. Ama hiç acımadım o paraya :) 2 sene önce tam da bu zamanlar Dövmemi yaptırdım. Bacağımda kuşlara ip bağlayıp uçan bir Küçük Prens var. Küçük prens benim için vazgeçilmez bir şey. Sadece sevmek değil. Her okuduğumda bambaşka şeyler anlatıyor bana. Nasıl bir ruh halinde olursam olayım beni yatıştırıyor. Vücudumda taşımam gerektiğini düşündüm hep ve 2 sene önce yaptırabildim sonunda. Neden bu model diye soruyorum kendime. Hiç düşünmeme gerek yoktu yaptırmam gerekenin bu olduğunu biliyordum. Uçan bir Küçük Prens, her yere gidebilen, özgür...

Hikayemin en önemli parçası da bu  VAKIF ta erkek arkadaşımla tanışmam oldu. Küçük prens gibi sarı :) 
O İstanbul'da ben Mersin'de ayrı kaldık. Bana bir resim çizip gönderdi. Bana ilk çizdiği resimdi ve Küçük Prensti. Arkasında da "Ayrı yerlerde iki insan, aynı yıldız" yazıyordu. Biz birbirimizden ayrıyken hep diyorduk ki "Ayrı yerlerdeyiz ama aynı gökyüzüne bakıyoruz." ve küçük Prensin Yıldızı diye bir yıldız belirlemiştik kendimize. Özlediğimizde o yıldıza bakıyorduk. Size yazdıkça aklıma gelen o günler de beni duygulandırdı sanırım :) Erkek arkadaşım bana Sahaflarda eski küçük Prens kitabı aldı kaç kez, başka dillerde :) biz bir araya gelelim Küçük Prens kitapları toplayacağız diyoruz :) İnşallah bu yaz bir araya gelip bir daha ayrılmayacağız :) 

Not: Bu VAKFI  isterseniz araştırabilirsiniz.  X.Y. ve Z. Üniversitelerinde olan bir topluluk ve tek önemsediği şey çocuklar ve bilim :) Hiçbir siyasi fikir içermez, bağışlarla ayakta durur ve amatördür. Gönüllü olarak çocukların ablası, abisi olan üniversite öğrencileri ayakta tutar bu topluluğu bir arada. Temeli de sevgidir :)

Aslında daha çok yazarım ama sanki tüm konular birbiriyle bağlantılı :) Destan yazıp sıkmak istemiyorum sizi :) Çok teşekkür ederim dinlediğiniz için. Çok güzel bir şey düşünmüşsünüz. Kolay gelsin size, görüşmek üzere :) Kendinize çok iyi bakın. Sevgilerle...

E.D.